Renksiz ruhsuz bir kongreydi bu seferki.
Belki cuma ve aynı zamanda ayın son günü olmasından ya da bıkkınlık gibi başka şeylerden.
Emniyet Müdürü dışında, özellikle Belediye Başkanı gibi pek de bürokrat katılımı yok. Ön sırada nedense sürekli resim çekmeye çalışan bir siyasi dışında, biri yeniden aday olan üç eski başkan ve görevde olanı var.
Abdullah Abat konuşmasında beklendiği gibi oldukça sitemkâr... Belli, üç şeyde hassas… Kredi, borç miktarı dedikoduları ve Gölcük… Bunların yanında; para bulma zorlukları ve bulurken de karşılaştığı hain engellerden bahsediyor.
Bir başka yumuşak karnıysa, aday olma ve çekilme meselesi; çünkü yeni seçilen başkan konuşmasında, kendisinin çekilmesinden sonra başkan adayı olduğunu söyler söylemez; Abat’dan “Ben aday olmadım ki; çekileyim.” itirazı geldi. Bu konuda hassas olması çok normal… Çünkü devam edeceği sinyalleri o kadar kuvvetliyken; kongreye o kadar yakın bir zaman kala çekilmiş olmasını değil biz, kendi vicdanı bile belli ki kaldıramıyor. Genelde ruh halini; borcu aldığı gibi bırakmanın gururunun, Belediye Başkanı ve onun destekçilerine olan kızgınlığının belirlediği açıkça görülüyor.
Sonraki konuşmacı Emin Ağabey’in ruhunun derinliklerindeki kutucuklardan iyi niyetli olanından seçtiği duyguların yer aldığı o beklenen konuşmasından sonra; kürsüye gelen Necip Çarıkçı oldu.
O da en az Abat kadar dolu. Her nedense?
Sağda solda iddia ettiğinin tam tersine açıklanan borç miktarı ve kendi zamanındakilerin üstüne otopark gelirlerini artıran Abat’a yaptığı teşekkürün çok da samimi olmadığını en azından benim gibi olayları takip edenler bilir. Bu davranış aslında “Bak ben ilk önce senin tarafındayım” mesajı verip, sonra karşı tarafın avukatlığını soyunmanın alt yapısını oluşturmaktı sadece. Belediye Başkanı’nın kongreye katılmamış olması, onun yerine, onun kulübe kattığı değerleri Ne