Deplasmanda oynamanın verdiği duyguyla, yine sabırlı oynamanın meyvesini aldık.
Yine üzerimizde olan futbol şansını da unutmamak lazım…
Yine deplasmanda; hocanın da dediği gibi aslında çokta kolektif bir oyun sahaya koymadan, yıldız bir oyuncunun sahneye çıkmasıyla üç puan aldık bu gece.
Sevindirici olan; göreve geldiğinden bu yana, oynadığı her iki lig maçında da değişik kadrolar sahaya sürerek, oyuncularını tartan Oğuz hocanın kayıpsız yoluna devam etmesi. Yolu diyorum, bu yol; ligin bitimi değil, kısa olan ilk yarının bitimi.
İlk lig maçına bakıyoruz; daha çok kağıt üzerindeki isimler kadroda. Engin, Agbetu, İskender, Kıngsley…
Bir haftalık antrenman gözlemlerinden sonra bakıyoruz; daha çok hak edenler kadroda. Savaş, Cafer, Vedat ve Emre.
Daha öncede dedim ya, bu çok normal. Önce isimlere bir bakacak, sonra antrenmanda ve sahada kimin ne yaptığına.
Buraya kadar o kadar normal ki, şimdi bundan sonrasına bir bakalım.
Dikkat edin; takım puan ya da puanları daha önceki senelerde oynamış oyuncuların daha çok sahada yer almasıyla kurulan kadrolarla alıyor. Eser, Savaş, Cemil, Gencer, Hakan, Alp, Cafercan ve Vedat.
Ve bunlara katılmış nokta, yani başarılı transferlerle. Ali, Sergei ve Barbaros.
Bundan iki şey çıkartılabilir;
Yönetimler değişse bile kadrolar korunmalı ve iskeletle çok oynanmamalı. Bu kadrolara yerinde ve isabetli nokta transferler yapılmalı.
Hangi hoca göreve gelirse gels