Bugüne kadar yönetimin yönetme tarzına, bu yönde yaptığı transferlere, transfer politikalarına eleştiriler yapsak da artık bunları rafa kaldırdık.
Kaldırmak zorundaydık.
Çünkü bu saatten sonra; söz konusu bağlamda yapılacak eleştirilerin bir anlamı yok.
Seçilen tarza ve kurulan takıma bundan sonra Bolusporlu kimliğimizle destek vermek daha anlamlı.
Bir hazırlık maçı daha oynadık.
Hazırlık maçı diyorum; çünkü daha önce de söylediğim gibi, daha çok zamana ihtiyacımız var.
Yediğimiz gollerdeki acemi gözüken davranış ve yer tutuşlarımız bunun kanıtı gibi.
Kadro dışında bırakılan önemli isimlere bakınca, bu sürenin pek de kısa olmayacağı kesin.
Önemli olan takım oturuncaya kadar; en az zararla bu süreyi geçirebilmek.
Ama bu maçtan sonra şampiyonluk yolunda iki maçtaki kaybımızın dört puana ulaştığı da bir gerçek…
Ancak buna rağmen Linyitspor maçında, ilk karşılaşmaya göre daha iyi gözüktüğümüzü söyleyebilirim.
Hem kadro hem de form grafiği anlamında hazır olmadığımızdan, her maçta üzerine koyarak gideceğimiz şüphesiz.
Basit bir anlatımla, Tavşanlı deplasmanında Djiehoua’yı ileride tek bırakan ve onun üçüncü bölgede arkası dönük top tutma yeteneğinden faydalanıp, arkadan gelen oyuncuları pozisyona sokmak isteyen taktik anlayışıyla oynadık.