Hoca taraftara söyledi ya; “Şampiyonluğa oynuyoruz!”
İstiklal Marşı söylenirken; karşımdaki takımımıza soldan sağa şöyle bir baktım. Tek senelik, tek senelik, kiralık, tek senelik, tek senelik, 250.000 verir gider, tek senelik…
Bu manzara hocanın şampiyonluk iddiasını destekler nitelikte. Tek atımlık tabanca gibi...
Vurdun, vurdun. Vuramadın, öyleyse vurulursun.
Sanki kendini şampiyonluk yolunda ispatlamaya çalışan yönetimin kumarı gibi. Ne olacak ki? “Olursa olur, olmazsa bırakır giderim.” misali. Çünkü alıştık biz, bizdeki yönetimler hep tek senelik. Ateşten gömleği giyiyoruz ve atıyoruz zarı, bir bakıyoruz ki; hep “yek” gelmiş.
Eğer takım tek atımlık şöhretler topluluğuysa ve hoca da böyle söylüyorsa, O zaman bize de şampiyonluğa oynayan takımın analizini yapmak düşer.
Rakibe bir bakalım; bence bu haliyle küme düşmemeye oynar. Böyle bir takımı kendi sahamızda yenemediğimize göre, kendimiz için ya “Hazır değiliz” ya da “Şampiyonluğa zor oynarız” diyebiliriz. Umarım bahanemiz ileriki haftalarda “Hazır değilmişiz” olur.
Allahtan Demirspor ile oynadık. Daha hazır bir takımla oynasaydık, bir puanı da zor görürdük. Hoca da zaten sona doğru kazaya uğramamak için; oyundan düşen Alp’in yerine hücuma güç verecek bir oyuncu değil, Vedat’ı oyuna almadı mı?
Aldı.
Peki, başka ne yaptı? Sürekli Mesut’a “Oğlum önün boş, bindirme yapsana!” dedi durdu. Bir ara bizim sağ bek Engin ta maratonun önünden hocasının yakarışını duymuş olacak