Girdabı bilirsiniz, içine yaklaştıkça daha hızlı dönersiniz. Bir de içeriye çekilme kuvvetinin artışını da unutmamak lazım.
İşte böyle bir durumda, başımız da fırıl fırıl dönerken zorlu bir rakip karşısında aldığımız bir puan oldukça önemliydi.
Şimdi önümüzde önemli olan iki şey daha var!
Biri ilk yarının son maçı; Eskişehirspor, diğeri ise ikinci yarının ilk maçı Osmanlıspor...
Girdabın içinde olan diğer takımlar. Bu iki maçı da üç puanla kapatmak zorundayız.
Ne değişik bir durum ki şu an itibariyle lige tutunmak isteyen dört takımdan sadece biz yakın zamanda süper lig göremedik.
2007’den bu yana bu ligde nerdeyse tamtamına 13 sene 13 sezonu geride bıraktık. Bu süre içinde biri final, ikisi yarı final olmak üzere süper lige en çok yaklaşırken, ilk defa bu sezon kendimizi böylesine bir girdabın içerisinde bulduk.
Bir başka ilginç notsa, bu lige çıkarken de finalleri yaşarken de bu gün girdabın içinde yer alırken de kulübün başında aynı isim vardı; Necip Çarıkçı.
Bu tecrübeli isim geçtiğimiz hafta bir deneyim daha yaşamış oldu. “Başarısızlık, ne kadar başarın varsa hepsini yutacak kadar zalimdir.”
Girdabın ağzında dönüp dururken, bu gün yapılan hataların, düşünülen durumun muhasebesinin yapılacağı gün değildir. Bu gün bu girdaptan top yekün kurtulmanın çarelerinin aranmasının günüdür.
Özellikle bir alt ligde azalan sinerjiyle, sessizliğe bürünüp kaybolacakların; bu gün girdabın akıntısına olan arttırıcı hamleleri ihanet olacaktır. Ancak kulüp nerede olursa olsun derdiyle dertlenecek, sevinciyle sevinecekleri bunlardan ayırmak yine bu camianın görevidir. Onların tavsiyeleri, yönlendirme istekleri önemlidir.
Herkes kaderini yapacağı eylemlerle belirler. Maalesef kurumların geleceğini de o herkesler çizer.
Bu bağlamda, herkesin ortak değeri olan Boluspor’u iyi geleceğe taşımak adına, tecrübeli Başkan yaptıklarını yapacaklarına teminat göstererek, tarihte teminatlarını da kaybetmemek üzere işine tam konsantre olmalı, hissettirdiği istekle diğer unsurlarda ona tam destek sağlamalıdır.