04/10/2011
Olmuyor, Olmuyor, Olmuyorrrr…!
diye haykırıyordu alt yapı kaleci hocası.
Genç kaleci de, alnından süzülerek akan terini, kolunun yeniyle hırsla sildi.
Neden olmuyordu ki?
Genç delikanlı ayak parmaklarının ucunda gene yaylanıyor, sağa sola uçuyor, bir türlü hocasını memnun edemiyordu.
Antremana katılan diğer kaleci arkadaşları bu hareketi yaparlarken, genç kaleci bir türlü sıçramayı tam yapmıyordu.
Sıra kendine geldikçe sıkıntısı artıyor, istenilen sıçrama, yaylanma ve sağa sola zıplamalarda bir türlü kendini beğendiremiyordu.
Ne vardı ki hocasına da için için kızıyordu.
Bir de beğense ne olurdu ki?
Hep Olmuyordu… , Bir kerecikte oluyor deseydi ya…
*
Diğer teknik hareketleri uygularken arkadaşlarından aşağı değildi. Onlar kadar başarılı, onlar kadar mutlu ve Onlar kadar umutluydu.
Geleceğin en başarılı kalecisi olacağına çok inanıyordu.
*
-Bak şimdi, iki bacağın yarım metre açıklıkta olsun, ayak parmak uçlarında hafifi hafif yaylanacak, ve birden refleksle sıçrayacaksın. Sıçradığında topa bütün hızınla ulaşacak ve de bunu çok hızlı yapacaksın” demişti hocası.
Kendinden önceki arkadaşları bunu rahatlıkla başarmıştı.
Genç kaleci adayı da bunu başarabilirdi. Kendini hazırladı. İki bacağını yarım metre açıklıkta, ayak parmak uçlarında hafifi hafif yaylanıyordu. Kaleci hocası karşıdan topa vurdu.
Delikanlı birden sıçradı. Reflekslerini zorlasa da, topu yanı başından kaçırmıştı.
Hocası gene beğenmemişti.
Olmuyor, Olmuyorrrr…!
*
Gecenin saat 12 sinde, evin babası yan odadan gelen sesler nedeniyle oğlunun odasına gittiğinde, aralık olan kapıdan oğlunu gördü. Gayri ihtiyari O’nu izlemeye başladı. .
Oğlu, iki bacağın yarım metre açmış, ayak parmak uçlarında hafifi hafif yaylanıyor ve birden refleksle sıçrayıp halının üzerine uzanıyordu.
Bu hareketi ardı ardına 4 kez yaptı.
Baba odaya girdi gecenin yarısında uykulu haliyle “Olmuyor, Olmuyorrrr…!” “ Gecenin bir yarısında sıçrayarak, gürültü çıkarmak uygun değil. Bu olacak iş mi, hadi yatağa” dedi.
Bu da olmamıştı. Olmayan bir şeyler vardı ve nedense bir türlü olmuyordu.
*
Teneffüslerde, kaldırımda, okul yolunda, her şartta genç delikanlı parmak uçlarında sıçrıyor, diğer kaleci arkadaşları aklına geldiğinde, Onlarla kendini mukayese ediyor ve kendi kendine de kızarak Olmuyor, Olmuyorrrr…! diyordu.
*
Gün batımına doğru, genç kaleci, İzzet Baysal caddesinde hızlı hızlı yürürüken, dilinde bir şarkı elleri de söylediği şarkıya tempo tutarcasına hızlı ve de acele ile eve gidiyordu.
Başı ve gözleri aniden geriye döndüğünde kaldırımda üzerine bir taksinin son hızla geldiğini gördü.
*
İzzet Baysal Caddesindeki Şahin marka taksi, rotunun çıkmasıyla birlikte hareket halindeyken, birden kaldırıma çıkmış ve kontrolden çıkan taksi, bir giyim mağazasının vitrinine hızla dalarken, bıyıkları terlememiş genç bir delikanlıya tamponu değmişti.
*
Genç kalecinin üzerine gelen ve kalecinin son anda fark ettiği arabaydı bu Şahin.
Taksi vitrine girmiş, camlar kırılırken takside artık durmuştu. Genç kaleci ise bu taksinin ön kaputunun üzerinde dikilirken, belliki korkunun da etkisiyle olayları anlamaya çalışıyordu.
Genç kendi kendine soruyordu. Kaputun üzerine nasıl ve ne zaman çıkmıştı.
*
Üzerine gelen taksiyi fark eden ge