Geçen haftaki galibiyet, Beypiliç Boluspor takımına büyük bir moral ve özgüven kazandırırken,
Bolulunun yüreğinde bir heyecan, sıcak beklentiler hâsıl olmuştu.
Cem Karaca’nın tamirci Çırağı şarkısının, girişindeki gibiyiz.
“Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar
Ümit gönlümün ekmeği, umar ha umar umar”
***
Ümraniye’deyiz,
İlk yarının sonundaki uzatma dakikalarında, Bereketspor Ümraniye, haklı bir penaltı kazandı..
Topun başına Hasan Batuhan geçti. Kalemizde ise, Mosquera yerini aldı.
O sırada ilginç bir olay yaşandı.
Penaltı çekecek olan Batuhan’ın arkasında, ceza yayı üzerinde 61 numaralı Aykut Demir, kalemizde duran Mosquera’ ya devamlı ve histerik olarak kendine göre sağ tarafı, göstererek,
Batuhan’ı çok iyi incelediğini ve topu kendine göre sağa, Mosquera’nın soluna vuracağını pandomim şeklinde ifade ediyordu. Panik havası içinde Mosquera’nın dikkatini çekerken, Batuhan’ında fark etmemesi için ciddi çaba gösteriyordu.
…
Batuhan geldi ve kendine göre sağ tarafa vurduğunda, kalecimiz de o yöne uçtu. Ne var ki top avuta giderken devreye 0-0 berabere gitmemize sebep olurken, belki de kaybedeceğimiz üç puanı kurtarmış olduk.
Burada, Aykut’un tecrübesi ve dikkatini, çok canlı heyecan kasırgası içinde iken, umuyla bire bir yaşadık.
***
Melih, nazar değmesin, maç boyunca, rakibi hallaç pamuğu gibi atmaya devam ediyor.
Golde o depar ve asistin neticesinde, Tugay’ın rahat vuruşu ile üç (altı) puana uzandık.
Hele, ikinci yarı,
Poepon’un yerine oyuna giren Hamza’nın muhteşem ortasına Abdullayev’in yerine oyuna giren N. Mihajlovic’in klas hareketi sonrası, skoru 0-2 taşıması,
içimizde saklı kalan hazinelerin dışarıya yansıması olarak yaşandı.
***
Teşekkürler Başkan Sayın Abdullah Abat,
Teşekkürler Beypiliç Boluspor Kulübü Yönetim Kurulu,
Teşekkürler Sayın Reha Erginer Hocamız ve teknik ekibi,
Teşekkürler Futbolcu kardeşlerimiz,
Teşekkürler sağlık, ulaşım ve destek hizmetler bölümü
Teşekkürler Boluspor taraftarları.
Teşekkürler 6 puan kazanan kırmızı beyaz futbol dünyamız.
***
Dikkat,
Şimdi hepimiz susuyoruz.
Şimdi, daha çok bilinçli olarak çalışıyoruz.
Fikstürde üst sıralara fırlamak için maddi ve manevi bir dünya oluşturuyoruz.
Her şeyde olduğu gibi de, Boluspor da,
Fitneye izin vermiyoruz.
“Fitne uykudadır, uyandırana lanet olsun” hadisi şerifi gereğince, kırmızı - beyaz kardeşliğinde, bir ve beraber oluyoruz.
****
Sayın Abdullah Abat’ın maçı vinçten izlemesine sevindik.
Takımı bu zor günlerde yalnız bırakmamasına gıpta ettik.
Fakat bu hareket, TFF’nin ve kurullarının çağ dışı yönetim ve anlayışını öyle bir ortaya koydu ki, bu utanç onlara yeter de artar bile.
…
Bir takımın başkanına, çapı ve adının kim olduğunu bilmediğimiz birilerinin tuttuğu rapora binaen, “düdük bizde, biz adamı ipe çekeriz dedikleri zavallılığın verdiği yetki ile ceza veren orta çağ anlayışını terk etmeleri gerektiği bir zamandayız.
Sayın Abat, vinçten milyonlara birçok mesaj verdi.
Neler dedi derseniz, birkaçını tercüme edelim:
-Sizin engelleriniz, saftirik cezalarınız, bizim sevgimizin yanında hiçtir
-Biz size böyle tepenizden bakabilecek güçteyiz.
-Cezalarınız, ilmi, insani ve vicdani olmalıdır. Siz bir şehri cezalandırdığınızı fark edin artık.
-Yetkili kurullar, yetkili şahıslar, sizin düdüklerinizin yankıları sizi öyle cezalandıracak ki, sağır kulaklarınızı ve gözlerinizi açacak, vicdanlarda sizler karıncalar gibi küçücük görüneceksiniz. Birileri de size tepenizden bakacak.
***
Önerimiz, Tff ve Kurulları cezaları verirken, kulüp başkanlarının kimi temsil ettiklerini düşünüp, karar verirken çağa uygun vicdani ve insani kararlar vermelidirler.
..
Cem karaca dedik ya,
Cem Karacanın şarkısıyla yazımızı bitirelim..
Gönlüme bir ateş düştü, yanar ha yanar yanar
Ümit gönlümün ekmeği, umar ha umar umar
Elleri ak yumuk yumuk, hakemlerin parmakları
Nerelere gizlesin şu formamızın çamurları.
Deplasmana gittik maç oynamak için Ümraniyeye
Görür görmez vurularak başladık üç puan demeye
Ayağında uzun şortlar, alacağız bu maçı,
Ustam seslendi uzaktan: "Oğlum, bırak şu maçları."
Ustam seslendi uzaktan: "Oğlum, alacaksınız havanızı."
***
Bir romanda okumuştum buna benzer bir şeyi
Cildi parlak kâğıt kaplı, pahalı bir kitaptı
Ne olmuş, nasıl olmuşsa kulüp başkanı olmuştu genç adam
Yine böyle bir durumda yalnız bırakmadı sevdi Anadoludaki bir takımı,
Başkan dedi o zaman çaresizlik yok : "vinçten seyredelim o maçı
Arkası kuşlu aynasında taradı saçlarını
Gelecekti bugün İstanbul’a, deplasmandaki maça,
O romandaki üç puan hayalini, belki gerçek yapmaya
Durdu zaman, durdu dünya, maç başladı ortadan,
Öylece baka kaldım, gözümü televizyonun ekranından
***
Vinçin kepçesine bindi başkan gökyüzüne yükseldi,
TFF’nin kalktı hilal kaşları, sordu: "Kim bu vinçteki iki hemşeri”
***
Onlar, çekti gitti arabayla, bizler 3 puana boğulduk
Gözümüzde tomurcuk yaşlar, ağır ağır doğrulduk
Ustam geldi, sırtıma vurdu, "Unut", dedi, "romanları!"
"Bolusporlusun sen Bolusporlu, o halde say dedi puanları"