PTT liginde namaglup üç takımdan biriydi Denizlispor. Yedi gol atmış ve altı gol yemişlerdi. Çabuk toparlanabilen iyi bir takımdı.
Taki, Boluspor maçında kadar.
Biz ise, Denizli’ye beş puanla ve iç bünyemizdeki kaoslarla gitmiştik.
Milli maçlar için verilen bu arada , takımımız iyi hazırlanmış. Takımda ayrıca ilk kez, sahada farklı bir dizilişle,farklı bir oyun kurgusuyla oynadık.
İki hızlı ve skoru her an değiştirecek Ali Dere ve İsmail Haktan İlk onbirde, ilk defa yan yana çıkarken,
Sayın Erginer, Emre Kılıç’ı, orta sahaya monte etti. Pirijovic rakip defansı zorladığı anlarda, Emre, sahadaki yeri gereği golünü 15. dakika da attı. Bolu spor’da takımda dengeler yerine oturdu. Denizli ise darmadağın oldu.
Bolu spor’da ileri hat hareketli ve orta sahada Emre ile güçlenince, 1982 İzmir doğumlu Serkan Yalçın faktörü de ortaya çıktı.
Samsun’da kendi kalesine attığı gol sonrası yıkılan Serkan, bu maçta rakibe iki gol atması tesadüfü değildi. Serkan, her zaman, bir şekilde gol atabileceği gösterdi.
Erken gelen golleri ve farklı skoru, başta bizim teknik kadro beklemiyordu ki, izleyiciler olarak bizler de şaşırdık. Belli ki, bu skoru almak ve sonrasında korumak ta çok büyük başarıydı.
Oyun daha sonra buna kurgulandı.
Denizlispor’dan Burak’ın, 60. dakika da, kırmızı kartla atılmasında sonra, al gülüm ver gülüm tarzındaki oyun anlayışı hepimizin uykusunu getirdi. Denizli daha çok gol yememeyi, Boluspor da bu farkı korursak haftayı karlı kapatırız düşüncesine girince, maçın skoru ilk yarıda yazılmış oldu. Fark daha da açılabilir miydi, sorusunun esas cevabı Sayın Erginer’dedir.
Bu maçta 3-0 galipken, kalecimiz Özkan’ın vakit geçirdiği için gördüğü sarı kart, <