Orta okulda ve lisede iken oran-orantı hesaplarına hep şüphe ile bakmıştım.
“Kum dolu bir arabayı bir kişi beş saatte boşaltırsa, aynı arabayı beş kişi bir saatte boşaltır”, oranına karşı,
Atlas okyanusu’nu bir gemi 20 günde geçer se, aynı okyanusu 20 gemi bir günde geçemiyor olmasını, o zamanlarda bir türlü kabullenemezdim.
Talebe psikolojisi işte..
…
Boluspor, Altınordu’yu, maçın dörtte üçü gibi bir zaman diliminde evinde hapsedip, karabasan gibi boğazına binip, sonra da 2-0 yenilmesi de ters orantının futbol dünyasının, bir muzipliği değil midir?
Taraftar psikolojisi işte..
***
Azcık gülümseyelim, biraz da düşünelim mi?
…
Hoca, bir sabah evden çıkarken ‘‘Hanım canım çekti, bu akşam güzel bir ciğer yahnisi yiyelim, ben ciğeri alır sana yollatırım’’ demiş.
Kasaptan iki okka ciğer alıp eve göndertmiş.
Hocanın hanımı, yahniyi hazırlayıp pişsin diye ocağın üstüne koymuş.
O arada iki çift laf etmek için komşuya geçmiş.
Ama çeneye dalmış. Ateşte yemek olduğunu unutmuş.
Birden hatırlayıp telaşla eve dönmüş; bir de ne görsün, ciğer yahnisi kömür olmuş.
Tabii çok üzülmüş.
Üstelik kocasından laf işiteceğinden, içini bir korku almış.
Akşam hoca, daha kapıdan girer girmez ‘‘Hanım hazır mı ciğer yahnisi? Karnım da çok aç, getir de yiyelim’’ diye gürleyince eli ayağına karışmış. ‘‘Hoca efendi, yolladığın ciğerleri nankör kedi yedi’’ diye yalanı kıvırtıvermiş.
Hoca, durumda bir anormallik olduğunu sezinlemiş.
“Gel pisi pisi”, deyip kediyi yanına çağırmış.
Sonra hayvanı ense derisinden tutup havaya kaldırmış:
‘‘Hanım söyle bakalım’’ demiş,
‘‘Şu havaya kaldırdığım kedi, gelse gelse iki okka gelir.
Eğer elimdeki şey kediyse, ciğer nerede?
Yok bu şey ciğerse, kedi nerede?’’
***
Altınordu ile oynadığımız maçta tek kaleye yakın bir oyun oynadık. Adamları kendi evlerine hapsettik,
Kalecimiz Hakan Canbazoğlu bile,
Orta sahaya kadar çıkıp top dağıtırken,
maçı,
2-0 maçı kaybettik.
…
Oynadığımız rakibin sahasında tek kale oyun ise, gol/ goller nerede?
Kalemizde gördüğümüz 2 gol bu ise, o zaman oynadığımız bu oyun ne?