Geçmeyen bir haftanın sonrasında, maç günü Atatürk Stadyumunda,
Keskin bıçağın sırtındayız, as oyuncuların yokluğunda,
49 Yıllık emanetin ağırlığında, soru işaretlerinin çokluğunda,
Kurban edilmeyi bekleyen kurbanlık mıydık,
Bize neler oldu?
Uykuların her gece kaçıp,
Dillerimizin stresten parça parça olduğu bu kör zamanlarda,
Bir elde kalem bir elde fikstür, hesaplar kitaplar, puanlar karaborsada,
Yılmaz Hocanın can burnunda, uçurumlar her iki yanında,
Yönetim heyecanlarda, taraftar umutta, umutlarsa kaf dağında
Bir dua dolanır dilimize, inceden inceden,
Sonra şanlı tarih çıkar karşımıza, bağırır bize, ne oldu bana?
Vesvese çıkar her yanımızdan, aklımızdan kararmış umutlarımızdan,
Ya düşersek ! der,
Şeytan gelir sol tarafımızdan ısrarla,
Musallat olur, bir türlü bırakmaz yakamızı
Sorar sana, bana, ona,
Bolu düşer mi ha, söyle düşer mi,
Defol ulan, defol, Bolu düşmez ha!
…
Bu kabus gibi soru her an aklımızda orta ateşte pişer mi?
Söyle yaren,
Hemşerim, kardeşim, Boluspor bu ligden düşer mi?
…
*****
Maç bitti. Şükürler olsun.
Maçı futbolcu kardeşlerim, maçtan önce maçı yüreklerinde hissediyordu,
Isınırlarken belliydi, her birinin mangal gibi yüreğinden, inanç fışkırıyordu,
Maç öncesi yedeği ası, taraftarı inançla kucaklaşılıyordu!
Tek yumruktuk ha, ayrımız gayrımız yoktu,
Durdu zaman durdu dünya, galibiyetten başka isteğimiz yoktu.
Tribünler bu gün bir başkaydı,
Renklerimiz kırmızı beyaz, bugün renkler bambaşka canlıydı,
Gözlerimiz çakmak çakmak,
Dillerimiz dualı,
Gençlerimiz kanatlı, sesler katmerli, uğultumuz dumanlı,
İnsanlarımız tribünde omuz omuza,
Ana baba bacı gardaş, dar günde el olmadı, yabancı kalmadı,
Vefa Atatürk stadyumunun tirbünlerindeydi, yarenlik yaptı.
Gerede, Dörtdivan, Yeniçağa, Mengen,
Seben, Kıbrıscık, Göynük Mudurnu Bolu’ ya aktı,