Adana Demirspor’la oynayacağımız maç, özlediğimiz ve günlerce gelmesini hasretle beklediğimiz bir maçtı.
Atatürk Stadyumuna maçın oynanacak saatinden 2 saat önceden gittik.
Bir yandan da sağa sola bakınıyorduk. Nerdesiniz büyük şehrin büyük taraftarları diye…
Cumartesi günleri halkın tatil ve alışveriş günü olduğu gibi, esnafı n iş- güç günüdür.
Gerede’nin pazarı zaten Cumartesi günüdür. Bu nedenle Geredelileri ve diğer ilçelerden taraftarların çoğunu tribünler de göremedik.
Maçı bir de naklen TRT canlı verdi. Havanın da çok sıcak olması da tribünlerin tam dolmasına mani oldu.
Sahaya “Terörü Lanetliyoruz “pankartıyla çıkan Boluspor, halkının ve taraftarlarının da ortak duygularına tercüman oldu. Taraftarlar alkışlarıyla destek olurken, Saygı duruşunda ve İstiklâl Marşımızın söylenmesi anda da yek yürek, tek bilek, tek nefes olduk.
Maç başladığında oyuncuların en büyük rakibi sıcaktı.
Orta saha mücadelesi şekliden geçen maçın galibi olmayacağı da maç içindeyken belli oldu.
Boluspor rakibin bir puanlık oyununa, nedense ayak uydurdu.
Esasında bu maçtan 3 puana almadığımıza üzülsek de, maç içinde rakibin %100 üç golünü ustalıkla kurtaran Eser’in bir puanı kazandırdığını düşününce de, beraberliğe de sevindik.
Eser, umduğumuzun çok üzerinde performans gösterirken, geçen sene nin tamamına yakınını yedek kulübesinde geçirmesinin nedenini anlayamadık. Eğer O Eser buysa, geçen sene kaleye neden geçmedi. Eğer O Eser buysa, bu mükemmel oyununu kimler neden sergiletmedi?
Demiri nem, insanı gam çürütürmüş ya, maçtan sonra az biraz gamlandık. Deyimlere inat, çürümeye de niyetimiz yok.
Olmayansa, Demiri tavına dövemedik, İşleyen demir ışıldar dedilerse de, biz bu demiri sahamızda yenemedik.
Takımdak i oyuncularımız birçoğu bu sene yeni geldiklerinden midir nedir, bu maçta takım oyununu oynayamadık.
Oyuncularımız “oyun olarak “birbirini tam tanıdıkları söylenemez.
Oyun i