Kariyer…
Son yılların popüler kelimesi…
Aslında kariyer, konulan hedef doğrultusunda hem kazanılan tecrübe hem de alınan eğitimlerle kendini geliştirme süreci.
Ama bu gün tam olarak algılanan bu mu? Değil.
Peki ne? Sahip olunan kariyer mertebesinin korunması mı?
İyi de böyle olsa bile bu işin sonu yok ki.
Bir de korumayı iddia edenin hangi mertebede olduğuna da bakmak lazım.
Geçtiğimiz günlerde iki yanlış şey yaşandı kulüpte.
Biri İmdat hocanın “bu yaş gurubunun takımı benim kariyerimi rezil eder” diyerek istifa etmesi, diğeriyse bunun üzerine Çetin hocanın yaptığı gereksiz açıklama.
İmdat hoca alt yapıdaki bir yaş gurubunun eğitmeni olarak göreve getirildi.
Kariyerine güvenilerek.
O ne yaptı; sanki o kariyerinden takıma bir şeyler aktarmayacak, takım onun kariyerine bir şeyler ilave edecekmiş gibi istifa etti.
Yahu bir dakika, bu nasıl iş…
Sen A takıma mı geldin de takımı beğenmedin çektin gittin?
Sanki senden şampiyonluk isteyen var…
Ben senin sportif başarına bakmayacağım ki yetiştirdiğin adamlara bakacağım. Burada bilgi aktarımı senden bize olacak. Yani kısaca sen kariyer değil biz kariyerli oyuncu kazanacağız. Bunun doğası bu.
Neyse o gitti, saçma sapan yaptığı açıklamalarla güya alt yapıdaki yapıyı kötüledi durdu.
Ve bunun üzerine koordinatörümüzden gereksiz bir açıklama geldi.
Kim izin verdiyse…
İşin ilginç tarafı o da İmdat