Hani bir yarışma programı vardı. Bol bol paranın dağıtıldığı, ancak yarışmasının varım dediği zaman parayı kazandığı, yokum diyerek işini şansına bıraktığı yarışma.

 Hemen hemen Boluspor’da bu hafta sonu öyle bir yarışmanın içerisinde olacak.

 Varım demesi için bu maçı mutlaka kazanmak zorunda.

Yokum derse zaten iş bitmiş demektir. İlk altı için sadece bol bol dua etmemiz gerekecek, işimiz biraz daha fazla şansa kalacak. 

Hemen puan cetveline bakarak konuşalım.

Zirvedeki Konya ile puan farkımız 10.

Karabükspor ile 9.

Bu hafta kaybedersek, Karabükspor ile fark 12 puan olacak.

Konya’da kazanırsa 13.

İki takımda son hafta içerde oynayacak, biz deplasmanda Karşıyaka ile oynayacağız.
Kötüsünü düşünerek, son haftada yine onlar kazanır biz kaybedersek sonuç ne olur, gerisi siz hesaplayın.
Hesabımızı bu iki takıma göre yapıyorum. Neden mi? İlk iki hedefinde olduğumuz için. Yoksa ilk altıya kalamamak zaten başarısızlığın önde gideni olur.
Onun için bu kadar kötü senaryodan sonra, “İyi oynayalım, kazanmakta var, kaybetmekte” cümlesini lügatımızdan güzelce çıkartalım.

Nasıl oynarsan oyna, bu hafta kaybetmek aklımın ucundan bile geçmiyor.

Zaten yukarıda yazdığım o kadar kötü senaryolardan sonra birde bunun üstüne bu maçı kaybedersek, topluca YOKUZ diyeceğiz.
Bir de Karabükspor Bolu’nun ezeli rakibi olduğunu da üstüne katarsak, kazanmak farz oldu farz…

Gelelim yönetim taraftar gerginliğine

Valla iki tarafında yaptıkları, karşılıklı atışmaları kabak tadı vermeye başladı.

Sanki kocaman bir şehirde yaşıyoruz da, sanki iki-üç tane takımımız var da, sanki tek hedefimiz Boluspor değil de, habire açıklamalar, didişmeler..

Bu kadar açıklama yapılacağına oturun konuşun neyse derdiniz, paylaşın halledin.