Hani bir reklam var, “Alın Verin Ekonomiye Can Verin” diyor ya, ben Boluspor’u aynen ona benzetiyorum. Tek farkımız biz pek alamıyoruz, ama genel verici gibiyiz. Veriyoruz, veriyoruz ihtiyacı olan her takıma can veriyoruz. Ligde umudu kalmayan ya da 2’inci lige yolcu adayı her takıma bu canı biz veriyoruz.
Pazar sabahı saat 6.00’da sıcacık yataktan kalkıp, yaklaşık 530 kilometrelik yolu, bu kötü hava şartlarında göze alarak yola çıkıyoruz. Amaç sadece ve sadece Boluspor’un bu maçından birkaç kare fotoğraf ile görüntüyü siz Boluspor taraftarına taşımak, birde spor14.com olarak canlı anlatım ile size oradaki atmosferi yaşatmak. Hepimiz biliyoruz, takım deplasmanda iken, oradan alınacak küçükte olsa birkaç küçük haber için internette gezmediğimiz yer, maça giden aramadığımız adam kalmıyor. Birde orada takımı yalnız bırakmamak, onların yanında olduğumuzu belirtmek için bu yola koyulduk.
Bu güzel Pazar tatilini Boluspor peşinde koşarak geçirmek tabiî ki bizler için ayrı bir zevk. Ama bu zevk son üç deplasmanda hep kötü sonuçla sona erince bu filmin bir an evvel bitmesini istiyoruz. Üşenmeden, yılmadan o kadar yolu gözünü kırpmadan git, 2-3 gol ye, şuursuz bit futbolu, bir o kadarda umutsuz olarak maçı izle, ardından giderken 530 km olan yol sana 1030 km olarak geri dönsün. Yok, böyle bir şey. Bu işte bizim gibi bu takıma bu kadar emek veren başta yöneticilerin, bu taraftarın günahı ne kardeşim? Bu işte kim suçlu ise kalksın ayağa, “Yapamadım bırakıp gidiyorum” desin. Bu kadar insanın emeğine yazık, parasına yazık, çektiği çileye, yediği soğuğa, yorgunluğa yazık. Biz mecbur muyuz, Kayseri’li, Samsun’lu İzmir’li gazetecilerin ve taraftarlarının “Bu mu sizin şampiyon olacak takımınız” soruları ile karşı karşıya kalmaya. O takım için varını yoğunu ortaya koyan, mesaisini, parasını harcayan yöneticiler mecbur mu, her maçtan boynu bükük ayrılmaya. Cebindeki son 20 lirasını eve harcamayıp ta maça giden taraftar mecbur mu böyle rezil bir futbol izlemeye. Kısacası resmen millet parasıyla rezil oluyor. Yok, kardeşim onu bunu bilmem, kim bu işte benim birazcık suçum var, diyorsa çeksin gitsin. Valla benim yok!...
Birkaç cümlede maçtan yazacağım ama ne yazayım ki. Atacan’ın geçen seneye oranla %50 ile bile oynamadığını mı? Erdem’in mumla aradığımız sağdan ortalarını mı? Hüseyin’in eksi bakiyeden yediğini mi? Adem ile Erhan’ın Atacan’ı da yanlarına alıp kalemize gol attıklarını mı? Zafer’in diğerlerine uyup, dişliler arasında kaybolduğunu mu? Erman’ın kıpırdamaya çalışsa da bal yapamayan arı olduğunu mu? Uğur’un devre arası gelsin de gideyim dediğini mi? Lokman’ın bana burası bir büyük geliyor, A-2 de devam edeyim, dediğini mi? Bilal’in ben kulübede iyiydim, dediğini mi? Caner’in halen hazır değilim dediğini mi? Serdar’ın umursamazlığına mı? Ümitcan’ın ilerdeki yalnızlığını mı?
Her şey bir kenara da naçizane siz futbolcularımıza bir tavsiyem var. Son maçları hatırlamak, arkanızdaki bu güçlü camiayı düşünmek, gelişen olayları konuşmak için bir araya gelin. Bugüne kadar ne yaptığınızı güzel güzel, tatlı tatlı konuşun. Her şeyi bir kenara bırakıyoruz, bundan sonra bu takımı bu hale düşüren bizleriz, buradan çıkaracakta bizleriz deyip, bizden destek isteyin. İşte o zaman bunu söylediğinizde şimdiye kadar verilen desteğin kralını görürsünü. Bu camia her zaman bu desteği vermiştir ve verecektir. Yeter ki biz hatamızın farkına vardık, bundan sonra bu takımı ayağa k