19/10/2009
Büyük umutlarla gitmiştik, İzmire. Coşkun hocamız bize hep 8inci haftadan sonrayı işaret etmişti ve 9uncu hafta maçına çıkıyorduk. O yüzden umudum oldukça fazlaydı bu maçtan. Hava sıcak, saha bizim için oldukça elverişli, atmosfer Altay için iyiydi. Teknik oyuncu sayımız fazla, iyi sahada daha çok top yaparız düşüncesi ilk aklıma gelen olmuştu. Bir yandan maçı takip ediyor, diğer yandan siteye maçı anlatmak için bir gözümle de klavyede harf arayıp duruyordum. Biliyordum Alsancaktan birkaç cümle sıcak yazı buradaki siz taraftarlarımızın biraz merakını giderecekti. Bu canlı anlatımlı maçlarda en güzel olan olay, "Golllll..." diye yazabilmekti. Bekledim, bekledim ama maalesef bunu yazamadan maçı noktaladık. Gerçekten bir ara iyi oynuyoruz Şimdi golü buluruz diyorum, ama orta sahada yapılan bir çok pas dönüyor dolaşıyor kalemize pozisyon oluyordu.
10 numaramı o da ne?
Neden bu kadar yana, ya da geriye pas yaparız anlamadım. Coşkun hocanın ilk haftadan beri Bu alışkanlığı yok etmemiz gerekir dediğini kaç defa kulağımla duydum. 9 hafta oldu halen, ya yana ya da geriye oynayıp duruyoruz. Maçın geneline bakın en çok topla oynayan biziz, ama maçın sonucu 3-0 aleyhimize bitiyor. Anlamak mümkün değil. Geçtiğimiz son iki yılda bir çok maçta skorda geri düştükten sonra kendine gelmeye çalışan ve bu son haftalarda yine nüksetmeye başlayan bu hastalık, bana kâbus gibi gelmeye başladı. Topla orta sahada ve rakip sahada oynuyoruz, ama o final pasını bir türlü veremiyoruz. Bana göre burada iyi bir on numara meselesi yine ortaya çıkıyor. O ince pası verecek, Ademi yada Caneri pozisyona sokacak, rakip defansı tek topla sıkıntıya sokacak o pas olmayınca da, hem Adem, hem de Caner, kendi yetenekleri ile pozisyon bulmaya çalışıyorlar. Bence aradığımız bu adam Serdar değil, oynadığımız bu sistemde ise 10 numaranın yeri yok. O zaman kanatları daha çok kullanarak rakip kalede gol aramaya devam.
Umuyorum sebep bu değildir?
Bu karşılaşma ile dikkatimi çeken bir noktada takımın neden İzmire maçtan bir gün önce gittiğidir. Genelde, İzmir gibi uzak deplasmanlara takım en azından ya cumartesi sabahı ya da Cuma gününden gider, maçın oynanacağı stat da bir idman yapardı. Takım cumartesi gecesi İzmire geldi, hiç antrenman yapamadan direk maça çıktı. Umarım bunun etkisinin skorda payı yoktur.
Şimdi ne olacak?
Valla bu zamanda en çok sorulan soru bu. Şimdi ne olacak? Maç sonunda başkanın ve yöneticilerin yüzleri o kadar gergindi ki, röportaj bile yapmak içimden gelmedi. Bir anda hepsi ortadan kayboldu. Taaa!.. Boludan kilometrelerce kalk, Bolusporun peşinden gel, oynanan futbola bak, alınan sonuca bak. Pazartesi akşamı yapılacak toplantıda ne türlü karar alınır bilemiyorum ama, benim beklentim bazı futbolcuların dikkatinin çekilmesine gerek yok, direk neşter vurulmalı. Geçen ki cezanın yeterli gelmediği söylenip, malum kriz var deyip, bir ceza daha birinci karar olarak yerini almalı. Hoca son üç maç için detaylı bir raporu yönetime sunmalı gerekirse hocanın dikkati daha fazla çekilmeli. Radikal kararlar alınmazsa testi kırıldıktan sonra kimi döversek dövelim, geç kalmış oluruz.