08/10/2009
Bank Asya 1. Liginde geçirdiğimiz son iki sezonun ilk 7 haftasına baktığımızda, bu yıl diğer iki yılın ilk 7 haftasına göre biraz daha iyiyiz. Hatta geçen sezonki ilk 7 haftada sadece 5 puan alarak ligin son sırasındaydık. Bunları anlatırken bu sezon bu haftaya kadar başarılı olduğumuzu anlatmak için söylemedim. Bu sezon hedef daha farklı. Bu yıl sağa sola bakmadan, ince hesap yapmadan ilk yarıyı kesinlikle 30 puanın üstünde tamamlamalıyız. Zaten bu amaç doğrultusunda iyi bir takım kurup, bu takımın başına bu ligin imparatorunu getirmedik mi?
Gerçekten son iki yılda bu ligden süper lige çıkan takımların durumlarına bir bakın, hep zirvede olmuşlar, hep ilk altının içinde yer almışlar. Tek istisna geçen sezon hocamızın başında bulunduğu Diyarbakırspor biraz daha zirveyi geriden takip ederek, kendini son haftalarda ilk ikinin içine atmış. Zaten şu an için tek umudumda bu. Ama yinede biz işi sıkı tutalım, öyle basit puanları kaptırmayalım. Ayrıca bu sezon 7 haftada 17 puanla grubumuzda lider olan Konyaspor ile geçen sezon 7inci haftada 15 puanla lider olan Manisasporun durumlarına bakarak, puan makasının biraz daha açık olacağını da hesaba ekleyerek, 63-64 puanların şampiyonluk için yetmeyeceği şimdiden belli. Onun içindir ki, ilk yarıyı en az 30 puanla kapatması gereken Boluspor bu hedefe ulaşamazsa bize yine Ankara ya da İstanbul gözükür benden söylemesi. Sonrası da malum.
Takım bir haftada iki maça çıkıyor, kalesinde tam 7 gol görüyor. Bu iki maçı da izlemedim. Kastamonuspor 3üncü ligde grubunda son sıralarda bulunan bir takım. Öyle bir takım ki amatör takımdan farkı yok. Diğeri Bank Asyanın orta sıralarında yer alan Samsunspor. Ligde kalmak tek hedefi. Birinden 4, diğerinden 3 gol yiyoruz ki, bu durum bana göre oldukça vahim. Tamam, belki Samsunspor maçında 5-6 tane net pozisyon kaçırmışızdır ona lafım yok. Ancak ne olursa olsun 3 tane basit golü kalende görüyorsan, bu büyük bir problem demektir. Forvetin belki gününde olur, bunlardan 3ünü atar. Ama sen habire gol yiyorsan, bu savunma ile ne şampiyon oluruz, nede maç sonunda suç sende mi, suç ben de mi diye adam arar dururuz.
Onun içindir ki bir an evvel toparlanıp, önce savunma hattını elden geçirmemiz lazım. Gerekirse birazda kalecilerimizin dikkatini çekmek gerekir. Hocamızın da neşteri eline alıp, acil olarak operasyonu yapması gerekir. Dinlendirilmesi gereken kim varsa, onu ya kulübeye ya da 18 dışında tutarak, formaya aç bırakmalıyız. Burası da sayın hocamızın işi. Ona bu yetkiyi veren yönetim, bu kararına da karışmayacaktır.