Şimdi yazmayacağım da! Ne zaman yazacağım.
Mutlak galip gelmeliyiz dediğimiz bir karşılaşmadan, beraberlikle ayrılmanın üzüntüsü var içimde.
Altın değerinde bir puan bile fısıldayabilirsiniz kulağıma; karşılık vermem.
Deplasmanda alınan bir puan, kulağa hoş gelebilir.
Uzaktan duyulan davulun sesi de öyle.
….XXX
Hoş!
İstanbulspor seyircisi tribünlerde 10-15 kişi vardılar, belki de o kadar bile yoktular.
Boluspor taraftarı onların birkaç katı vardı galiba.
Bir futbolcumuzla polemik yaşadıkları anlarda; sayıları artmış, tel örgülerin önünde, korner çizgisinin paralelinde saf tutmuşlardı.
….XXX
Esenyurt Necmi Kadoğlu stadyumunda oynanan Boluspor İstanbulspor karşılaşmasına gitmek için GPS, Yandex ve Google haritaları olmak üzere bütün arama motorlarına başvurdum.
Üsküdar’dan; Esenyurt’a…
Marmaray, Metro, Metrobüs ve İETT otobüsleri olmak üzere ne varsa bütün ulaşım hatlarını kullanarak,
Yol, iz sorarak vardım.
Ne olur ne olmaz diyerek saatler önce çıktığım yola, saatler önce vardım.
….XXX
Yine çok mühim bir karşılaşmanın oynanmamış bölümü önümde duruyordu.
Takımlar ısınmaya başlamış, soğuk ve karşılaşmanın heyecanı bedenimi titremeye almıştı.
Takım listesini gördüğüm zaman;
Hayrullah Bilazer’in yedek kalmasına şaşırmadım.
Tek şaşkınlığım, Emir Haliloviç ve Bilal Kısa isimlerinin konuşlandıkları alanlar oldu.
Listeye ve sahada oynanan oyuna baktığımda!!!
Futbolcuların saha içinde,
Hocanın saha dışında kafasının karışık olduğunu görüyordum.
….XXX
Maça dair ilk cümlemi şöyle kuracağım!
Takımın eli ayağı dolaşıyor.
İstanbulspor soldan soldan geliyor.
Arif Morkaya bu kadar pas hatası yapmazdı dedirten işler yapıyor.
Haklı yorumlarımın yanına, fısıltılar bağdaş kuruyor.
Kulaklıklarımı takıyor, daha net şeyler duymak istiyorum.
Osman Özköylü Hoca;
Kendisine ayrılmış çizgi sınırlarında;
Tokyo Olimpiyatları kotası için sınırlarını zorluyor teşbihen.
….XXX
Emir Haliloviç’e dair!
İçimden bir ses!!
“Ofansif orta saha oynatılmadan Boluspor maç kazanamaz.
Emir Haliloviç,
Birini tutmak için sol bekte oynatılırsa maçlar berabere biter.
Birileri Emir'i tutmak için peşinden koşmaya başladığı zaman #Boluspor kazanabilir” diyerek çimdik atıyor.
….XXX
İstanbulspor ilk on dakika..
Değil üçüncü bölge, ikinci bölgeye bile geçmekte zorlandı.
Orlando Mosquera, o dakikalarda çiğdemleri sulamaya gitse yeriydi.
Boluspor yoğun bir baskı kurdu o dakikalar.
Tek kale dedikleri türden.
Sonra;
İstanbulspor peş peşe üç atak yaptı kanatlardan..
O atakların, üçü de korner ile neticelendi..
On birinci dakikayı aştığımızda oyunun şekli şemaili tamamen değişmişti.
….XXX
Gökhan santrafor özellikli bir oyuncu değil.
Ya da o mevkide ve/veya hocanın düşüncesine uygun bir oyuncu hiç değil.
Bu teknik inceliği, bu taktik öngörüyü yıllar önce 2004’lerde Ersun Yanal uygulamış,
Savunmayı ön planda tutup kontra atakla gol arayacak bir milli takım kurmaya kalkmıştı.
Onun santrafor anlayışında, Nihat Kahveci tipi oyuncular vardı.
Aynı düşünceyi bu defa Osman Hoca Gökhan Sazdağı üzerinden uygulamaya çalışıyor.
….XXX
Delarge'nin yerine Rok Kidriç'in oyuna alınmasını,
Bilal Kısa'nın güven ve beklenti maksatlı oyunda tutulmasını,
Emir Haliloviç gibi on numara beş yıldızlık bir oyuncunun sol bek mevkiine hapsedilmesini,
Akasayan Arif sahada tutulacaksa sola, Halil’i orta sahaya neden alınmayışını,
Her hafta oyuncular kadar, mevki değişikliklerinin sebebini,
Arif Morkaya'nın İstanbul karşılaşmasında performans düşüklüğünü konuşmak, tartışmak lazım.
Gökhan'ın santrafor olarak tercih edilmesinin artı eksi taraflarını araştırmak lazım.
Zira bu çocuk daha önce orada denendi.
Mevkiinde mutlu olmayan bir oyuncu,
Kendisi mutsuz olduğu gibi, çevresine de tribünlere de negatif enerji yayar.
Nitekim Gökhan Sazdağı hem oyunda hem de oyundan alındığında mutsuzları oynuyordu.
….XXX
Cumali Bişi'nin İstanbulspor karşılaşmasında;
Hata düzeltmekten, boşlukları sıvamaktan, aralıklara macun atmaktan, arkadaşlarını bilemekten, hakeme zımpara atmaktan anası ağladı.
Takımın;
110,112,155,156 numaralı hatlarını arayan arkadaşlarının imdadına
#Bişi'mi dedin diyerek hep o koştu.
XXX
Bilal Kısa, futbol hayatında yaşamadığı kadar olaylarla karşı karşıya kalıyor.
Çok faul alıyor ve temaslı oyundan olumsuz etkileniyor.
Geçen hafta Ümraniye karşısında rakibinden yüzüne darbe aldı.
Bu hafta İstanbulspor karşılaşmasında rakibi sırtına şiddet uyguladı.
Sinirler gergin
Sakatlıktan yeni çıkmış, yaşını başını almış kaptana yazık etmemeliyiz.
….XXX
Mustafa Durak'ın başarılı olması ve sonuca katkı verebilmesi ..
Diğer civar oyuncuların topsuz oyununa,
Santraforun rakip stoperleri ne kadar meşgul ettiğine bağlı olduğunu da hatırlatayım.
Ona şut alanları açmak,
Etrafına örülmüş labirentleri koridor yapacak teknik dokunuşlar lazım.
….XXX
Bilal Kısa;
Bu takımın abisi, kaptanı.
Bilal Kısa bu takımın teknik ve taktik manada asist lideri.
Bu hem onun kariyeri gereği,
Hem futbol bilgisi,
Hem de takımın güven duygusu kaynaklıdır.
Bu anlaşılır bir şey..
Ama üzerinde tartışılmaz bir şey de değil.
Bunun ete kemiğe bürünebilir gerekçeleri de olabilir.
….XXX
Ve Fakat..
Rakibin işine gelen bir tarafını da hesap etmeden olmaz.
Orta saha yükünün bir tek Bilal Kısa tarafından taşınması nerede ise imkansız.
Görüldü ki!
İki maçta da Bilal Kaptan’a aşırı sert davranıyor rakip futbolcular.
Onun bu yükünü hafifletecek, eşlik edecek, gerektiğinde inisiyatif kullanacak, şut atacak On (10) numara bir oyuncuya ihtiyacı var Boluspor’un.
O da kesinlikle!…
İki ayağını da kullanabilen Emir Haliloviç’ten başkası değildir.
Zira!
Takımın beraberliklere değil.
Şu saatten sonra galibiyetlere ihtiyacı var.
Risk almadan hiçbir maç kazanılmış maç değildir.
…XXX
Osman Özköylü Hoca maçtan sonra;
“Kazanamıyorsan, kaybetmeyeceksin” dedi.
Felsefe olarak bu şu demek oluyor.!
Sıfır + Sıfır = Sıfır
Futbolun matematiği başka bir şey söylüyor.
Sıfır + Sıfır = 1 Puan
Osman Hocanın, futbol felsefesini ve bol izahlı röportajlarını seviyorum.
Rabbim
Boluspor’u,
Boluspor’u sevenleri mahcup etmesin.
Boluspor’umuzu gülünecek hallere düşürmesin.