BOLUSPOR BAŞKANLIĞINA ADAYIM

Mustafa Nuri Gürsoy

28/07/2020
28
TEM
2020

Boluspor başkanlığına adayım.

Peşin söylüyor?

Buraya da delil olsun diye yazıyorum.

Öncelikle;

Hiç kimse benden başkanlığımda şampiyonluk beklemesin.

Sonra!

Kimse küsmesin, gönül koymasın.

Açık ve net olarak söylüyorum.

Boluspor başkanlığına adaylığımı, armaya olan saygım, bilgi birikimim, sorumluluk anlayışım ve köşe yazımın başlığı gereği açıklıyorum.

Ve Fakat

Yönetimini,

Teknik direktörünü,

Futbolcusunu,

Taraftarını,

Şehrini,

Siyasetçisini,

Bürokratını,

Yazarını, çizerini tüketen bir başkan olmayacağımı, buna asla yeltenmeyeceğimi açıkça deklare ediyorum.

Zira;

Boluspor, kültürü ve geleneği ile en mühim yapı taşımız, bileşenimiz, harcımız, renklerinde buluştuğumuz canımız, ciğerimiz, kimliğimiz, üzerimize yakışan en şık elbisemizdir.

İzzet Baysal, Köroğlu gibi en kıymetli değerlerimizden biridir.

Boluspor mevcut yönetimi kongre kararı almış..

Kimler aday; hiçbir fikrim yok.

Ama neler olabileceğini az buçuk tahmin edebiliyorum.

Bolusporu ve Bolu şehrini seven her bireyin, her sporseverin aklından Boluspor başkanlığı geçer.

Aklından geçmese, hayalinden.!

Hayalinden geçmese; rüyasından mutlaka geçer.!

Benim de şimdilik kalemimden geçiyor.

Ben kendim için değil.!!

Futbolcu üretmek, yetenekleri bulmak, sonra parlatmak “Küçük Şehrin Büyük Öyküsü”nün içini yeniden doldurmaya vesile olmak için yazıyorum.

Alt yapı ve üst yapıya destek verecek, fikir üretecek, projeye dönüştürecek olan bağımsız bir Futbol AR-GE birimi vazgeçilmezim mesela!!

Boluspor Marşının sözlerinin yazılması ve bestelenmesi de çok mühim mesele..

A Takım Teknik kadrosu ile alt yapı koordinatörlüğünün senkronizasyonu  en ciddiye aldığım mevzuların başında gelmekte.

İki üç puan kazandıracak, üç beş asist yapacak, günü kurtaracak oyuncu kesinlikle ret ettiğim bir transfer anlayışı.

Hal hatır tanıdık ve tavsiye üzerine kurulu oyuncu transferi bitmiş olacak.

Skorlara göre siper kazanlardan değil, rekorlar için elini taşın altına koyan bir anlayış takdir görmelidir diyenlerdenim.

Spor yazarları ile aramda; sosyal mesafenin dışında bir mesafeyi asla kabul etmiyorum.

Scout ekibinin ismini değiştirecek; adını “yetenek avcısı ekibi” koyacak ve AR-GE birimi ile birlikte çalışmaları sağlanacak.

Futbolu ve futbolcuyu ithal eden değil; yerli çocuğunu, alt yapı oyuncusunu, yeşil zeminli fabrikasında yetiştirip oynatan, hazır futbolcusunu ihraç eden bir kulübün inşası fazla zaman almayacaktır.

Açık ve net olarak buradan bir kez daha yazıyor ve paylaşıyorum.  

“Boluspor Başkanlığına Adayım”

Ben!!

Renklerindeki;

Kırmızı ve beyazın,

Göğsündeki;

Armanın,

Tarlasındaki;

İza’nın,

Çivril’in,

Ekşi mayanın.

Patatesin,

Gezen tavuğun,

Ihlamurun hastasıyım.

Elbette ve tabii……

Tribünündeki;

Taraftarın,

Sahasındaki;

Boluspor’un!!

Mutlu Güler’in,

Erkan Süer’in,

Fatih Özkan’ın,

Muhammed Şura Çetin’in ve daha nice gençlerin yanındayım.

Kendi yağı ile kavrulan,

Küçük şehrin büyük öyküsüne yeni hikayeler ekleyecek olanlara hayranım.

Başkanı olacağım takımın öyküsü kısa olmaz.

Benim başkanı olduğum takım, takıma abilik yapsın diye otuz altı yaşında oyuncu almaz.

Mahcubiyetlerinden dolayı, taraftarın eli böğründe kalmaz.

Benim başkanı olduğum takım; bacasız fabrika olur.

Takım, karakterli ve yerli, oynayanlar mutlaka milli olur.

Takım kaptanım askerliğini topçu bataryasında yapmış erbaşlardan,

Oyuncularım siperde süngü tak emrini bekleyen erlerden müteşekkildir.

Benim oyuncum yatarken Boluspor armasına sarılarak uyur.

Sabah kalktığında yüzünü kökez suyu ile yıkar.

Boluspor,

Dışarıdan atılan odunla değil.

Kendi vücut ateşi ve renkleriyle ısınan takımdır.

Taşıma su ile değirmen dönmediği gibi, transferlerle nereye kadar bu çark, bu dişli dönebilir.

Kişi başı;

Seksen bin liraya ligde kalmışız.

Şaka gibi.

Hani Boluspor aşkı.

Hani Teknik Direktörün vasfı.

Hani transfer farkı.

Nerde futbolun işleyen çarkı..

Düşmemek için 80 bin Türk Lirası..

Şampiyonluk için; varın gerisini siz tahmin edin.

Masaldaki gibi, gak deyince et, guk deyince su!! Yok öyle.

Zümrüdüanka’ya teslim olamayız; et bittiğinde kolumuzdan, bacağımızdan olamayız.

O yüzden başkanlığımda benden şampiyonluk beklemeyin.

Ama;

Yerli oyuncuların tek tek nasıl milli olduklarını,

Transfer için Boluspor’un kapısını nasıl çaldıklarını,

Avrupa kulüplerinin nasıl Boluspor’u izlemeye aldıklarını,

Üç, dört, hatta beş büyüklerin genç oyuncularımız için nasıl yarıştıklarını hayal ediyorsunuz değil mi.?

Yazarken bile insanı bir heyecan zırhı, bir başkanlık hırsı sarıyor.!!

Spor köşe yazarı, yorumcu ve meslek hayatını spor eğitmeni ve adamı olarak tamamlamış sorumlu bir vatandaş olarak!!!

“Boluspor Başkanlığına Adayım” yazı başlığımın arkasındayım.

Önce!!

Başkanlık için kendimi ikna etmem gerektiğini biliyorum.

Sonra!!

Boluspor ile yatıp, Boluspor ile kalkacak bir başkanı gözlerimle görmek, gözlerinden öpmek istiyorum.

Başkanlık, hayallerimden biri olabilir.

Ama asla; yazdıklarımda gerçeklerden başka bir şey olmaz.

Dediğim gibi;

Benden şampiyonluk beklemeyin.

O sözü şimdilik veremem?

Ama parmakla gösterilen bir kulüp istiyorsanız ben buradayım!!!

 

Yorum yazın
İmlası çok bozuk, büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Çok kısa ve konuyu zenginleştirmeyen yorumlar YAYIMLANMAYACAKTIR.
Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.
Yazarın diğer yazıları