Böyle giderse “huzursuz bağırsak sendromu’na” yakalanmamız an meselesi.
Yoksa?
Soyunma odasına 1-0 önde girmek çok iyi geldi.
Hele ilk yarının bitmesine iki dakika kala gelen gol, deplasmanda alınan vitamin hapı gibiydi.
Ancak karşılaşmayı kabaca tarif edecek olursak.!.?
Keçiörengücü ATACAK,
Boluspor mevzuya YATACAK gibi bir maçtı.
Boluspor’un orta sahadan itibaren top kayıpları inanılmazdı.
Keçiörengücü’nün, kontra ataklı oyun tarzı, boş alan yaratmadaki becerileri, yan ortaları ve esmer oyuncuları başa iş açacak gibi duruyordu.
XXX
Boluspor’un kalecisi dahil geri beşlisinin oyun düzenini, disiplinini, uyumunu, had ve hukuk bilen futbol akıllarını her maçta takdir ediyorum.
Orta sahamız ve forvetlerimiz de aynı akıl ve şuurla oyuna katkı verebilseler; her maç iki üç farkla lehimize neticelenirdi.
Kalede Çağlar Şahin Akbaba, tam bir profesyonel.
Yine Boluspor’u ipten aldı diyebilirim.
Hele iki-üç kurtarışı var ki; aferin yani.
Hem kalede iri duruyor, hem doksan dakika takımı diri tutuyor.
Hem de iki stoperin arasına kadar gelerek takımına hem sayısal hem de psikoljik üstünlük sağlıyor.
XXX
Boluspor galibiyetlerini muhafaza edemese bile, beraberliklerini tutabilen bir takım oldu.
Nitekim Altınordu ve Keçiörengücü maçları bu tespitimi doğrular nitelikte.
Altınordu’ya 36. dakikada atmış, 85’de beraberlik golüne razı olmuş.
Keçiörengücü’ne 43’de atmış , maçın 72. dakikasında golü yemiş.
Sahasında Tuzla ile golsüz berabere kalmış.
Üç beraberlik,
Üç galibiyet,
Bir mağlubiyet ile 12 puana sahibiz.
XXX
Ciddi ciddi gol kısırlığı çekiyor Boluspor
Küme düşme hattındaki Yeni Malatya bile 7(yedi) gol atabilmiş meselâ…
Boluspor ise altı gol ile zirveyi zorluyor.
Bir maç eksiğimiz var ve liderle (Keçiörengücü) aramızda üç puan var.
İlginç ve bir o kadar enteresan bir durum.
Gerçi istatistikler tek başına bir futbol analizine yetmez ama pekâlâ fikir verebilir.
XXX
Keçiörengücünü bulunduğu yeri hak eden bir takım hüviyetinde gördüm.
Dört-beş dakika içinde üç şut attığını, üçüncü bölgede uzun süre inisiyatif kurduğunu gözlemledim.
Yan orta ve duran topları çokça denediğini, topla olduğu kadar, topsuz oyunu da benimsediğini not ettim.
Boluspor için hayli zor geçeceği kesin deplasman karşılaşmasında lig liderine karşı alınan bu beraberlik büyük önem taşıyor.
XXX
Boluspor’un savunması kadar, orta sahasının ve forvetlerinin de sorumluluklarını yerine getirmesi ve top kayıplarını da en aza indirmesi gerekiyor.
Zira savunma hattının hayli yorgun düştüğünü müşahede etmekteyim.
Savunmada,
Hakan Bilgiç, Bülent Cevahir, Onur Ulaş ve Naby Youssouf Oularé, hakikaten canlı, dişli oynuyorlar.
XXX
Bir tespitimi hatırlatarak bitireyim.
Geçen haftaki “BU İYİ BİR ŞEY DEĞİL” yazımda bahsetmiştim.
İki Gökhan’ı ve Melih’i kast ederek şöyle demiştim.
Bu üç deve dişi, üç güçlü oyuncu; bi maçı alır şuradan şuraya koyar?
Rakibi resetler, bizleri de mest eder..
Nitekim!!!
Gökhan Karadeniz ve Gökhan Alsan’a eşlik eden Joel Ngandu’nun duvar olduğu pozisyondan çıkan golün başka bir izahı yok.
Golün tam karşılığı olsa olsa
“Şapkadan TAVŞAN çıkarmak” olur.
Mevzu şapkadan açılmışken;
Gökhan Alsan’ın,
Tuzla karşılaşmasının 46.ıncı dakikadaki zorunlu değişikliğini,
Keçiörengücü karşılaşmasının 53.üncü dakikasında yaşanan hamstring kası sorununu mühim bir anekdot olarak şuraya bırakıyorum.
XXX
O diil de bir de şu?
Keçiörengücü çok dişli takım. Tıkır tıkır işliyor, takır takır çalışıyor.
İkinci dakikada; Olawoyin,
On birinci dakikada; Rashad Muhammed,
Yirmi dördüncü dakikada Ali Babaei’nin şutlarını Çağlar Şahin..
Yirmi sekizinci dakikadaki Bardhi’nin şutunu direkler önledi.
İkinci yarı Muhammed’in az farkla auta giden şutunu,
Elli yedinci dakikadaki muhatabını bulamayan sağdan yapılan ortayı saymıyorum.
Golle sonuçlanan korneri ise biliyorsunuz…
Beraberlik bana göre ve bu futbola göre iyi sonuç..
XXX
Ankara’da bazı terbiyesizler terbiyesizlik etmiş..
Boluspor Başkan ve yöneticilerine sözlü ve fiziki saldırıda bulunulmuş.
Her kim arsızlık, hadsizlik, densizlik ve terbiyesizlik yapmış ise ev sahibi Ankara Keçiörengücü Başkanının şahsında hepsini kınıyorum.
