Enstantane bir çeşit fotoğraf çekme yöntemi olduğunu biliyordum.
Yazımdan önce biraz araştırdım?
Enstantane; diyaframdan geçen ışığın sensörde ne sürede kalacağını kontrol eden Ayar’mış!
Enstantane ışıkla alakalı bir Teknik’miş.
Fotoğraf makinasında diyafram açıksa filme çok ışık, diyafram kapalı ise filme az ışık Yansır’mış.
Bu da o fotoğrafın karanlık veya aydınlık olmasına sebep Olur’muş.
Diyaframımı tamamen açıp ne filmi YAKARIM, ne de kalbimi kapatıp filmi KARARTIRIM..
XXX
TV’ler, akıllı telefonlar, bilgisayarlar henüz hayatımıza tam girmemişken;
Gol anlarını, kafa vuruşlarını, rövaşata pozisyonlarını, ters köşeye yatan kalecileri, futbolcuların sevinçli ve üzüntülü hallerini “Maçtan Enstantaneler” şeklinde sayfa sayfa verirlerdi.
Bu enstantaneler gazetelerden kesilir ve bir çok sporseverin DUVARLARINI SÜSLERDİ
XXX
Ufuk Kahraman rakip takımların pozuna, duruşuna, şekline, şemaline bakarak POZİSYON almayı biliyor.
Az ışıkta nasıl, çok ışıkta nasıl poz vereceklerini, podyumlarında (sahalarında) nasıl duracaklarını iyi biliyorlar.
Ufuk Hoca galiba kulüpte yatıp kalkıyor; yoksa bu kadar sürede hem futbol, hem oyuncu, hem plan program, 13-15 saatlik mesai ile olmaz bu işler…
XXX
14.Dakikada Bolu’nun plakasının (14) yazıldığı dakikalarda Mahmut’un iki hamle ve güçlükle önlediği Jefferson’un füzesini meselâ övmeyelim mi?
18. Dakikada Hakan Bilgiç’in direği okşayarak çıkan olağan üstü frikiğini alkışlamayalım mı?
19.Dakikasında Enes Alıç’ın ortasını, o gol anını ve o anda sekiz Bolusporlu oyuncunun Çorum ceza sahası içinde konuşlandığını yamayalım mı?
47. dakikada Kaptan Çağlar’ın Kosongo’ya duvar,
54. dakikada Durel Avounou’nun plasesine ahtapot olduğuna şahitlik etmeyecek miyiz.
Hüsamettin Yener’in 65. Dakikada Zargo Toure tarafından kırmızı kart pahasına durdurulduğu yüzde yüz gol fırsatının yakalandığı enstantaneyi kadrajımıza almayacak mıyız?
75.Dakikada Hüsamettin’in tıpkı Avromovski gibi 3. Bölgede yapmış olduğu baskı/pres sonucu kazanılan golü önce Hüsamettin’e, sonra takıma mal etmeyecek miyiz.
XXX
Boluspor Çorumspor karşılaşması güzel bir maçtı.
Boluspor takım olma yolunda uhulet ve suhuletle yoluna devam ediyor.
Ben alınacak sonuçlardan ayrı bir enstantaneden bakmaya çalışıyorum.
Hoca da, takım da iyi çalışıyor.
Teknik Direktör Ufuk Kahraman ve Kaptan Kaleci Çağlar Şahin Akbaba’nın saha içi ve dışı verdikleri fotoğrafı kıymetli buluyorum.
XXX
Ufuk Hoca’nın sahaya sürdüğü her oyuncudan verim almasını antrenörlük başarısı olarak görüyorum.
Örneğin;
Hüsamettin’in hem kırmızı kart pozisyonu ve enstantanesi, hem de attığı gol inanılmaz keyifliydi.
Enes Alıç’ın Avromovski’nin golünden önce yapmış olduğu yarı asist, kesme orta da harikaydı.
XXX
Sonuç olarak,
Boluspor, Ahlatçı Çorumspor’u net bir skorla yendi.
Ben tüm futbolcuları tek tek kutluyorum.
Süre alarak katkı veren Enes Alıç’ı, Hüsamettin Yener’i, moralli dönen Avromovski’yi ayrıca tebrik ediyorum.
Teknik Direktör Ufuk Kahraman’ın takımına olan güvenini ve sepetindeki teknik taktik doluluğu, futbolun alfabesini, baklavalı, baklavasız, sayılı, sayısız sistemlerini fark edebiliyorum.
Boluspor’un bir teknik direktör takımı olmaya,
Boluspor’da her futbolcunun süre almaya,
Boluspor’da her oyuncunun skora etki etmeye aday olduğunu memnuniyetle görüyorum.
XXX
Maçtan sonra verilen resimler, mesajlar ve enstantaneler güzeldi.
Galibiyetin keyfini akşam eve varınca kuzinenin üstüne çay, fırınına bi avuç kestane atarak çıkardım.
O diil de!
Sırtımı kuzineye, dudağımı çaya, damağımı kestaneye kaptırınca;