Sıcacık odalarında derin bir uykuda iken aşağıya doğru düşmeye başlamışlardı. Eşyalar oradan oraya savruluyordu.
Duvarlar üzerlerine doğru yıkılıyor, sanki tavan yukarıdan aşağı doğru geliyordu.
Rüyalarında kâbus mu görüyorlardı ne?
Keşke öyle olsaydı.
‘Hayır olsun inşallah!’ der, uykularına kaldıkları yerden devam ederlerdi.
Edemediler.
Kahraman Maraş, Osmaniye, Gaziantep, Hatay, Malatya, Şanlı Urfa, Diyarbakır, Adıyaman, Kilis, Adana da yaşayan insanlar, deprem denilen gerçekle yüzleştiler.
***
Sonrası…
Acı!
‘Annem içerde kaldı’ diye çığlık atanlar, ‘Çocuklarımı kurtarın’ diye yalvaran analar babalar, sevdiklerine ulaşamayanlar.
Enkaz başında çaresizce bir umutla bekleyenler
Ve
Enkazdan çıkarılanlar ile sevinenler…
Enkazdan çıkan yavrunun, ‘Ben eve gitmek istiyorum’ sözü ile sevinirken hüzünlenenler…
***
Allah’ım!
Bu deprem felaketinden sonra enkaz altında kalanlar var, kendini dışarıya atıp canını kurtaranlarda…
Ama
Soğuk var.
Canını kurtaranlar dışarıda üşüyorlar, bir şekilde ısınırlar.
Ya enkaz altında kalanlar?
Çaresiz bir şekilde üşürken kurtarılmayı bekliyorlar, dayanma gücü ver Yarabbi!
***
Allah’ım!
Felaket yaşanan bölgeyi televizyondan film izler gibi izliyoruz; üzülüyoruz, kahroluyoruz, gözyaşlarımıza hâkim olamıyor, ağlıyoruz.
Onların bedenleri üşüyor, çaresizler biliyoruz.
Ama
Bizler de sıcacık ortamlarda olmamıza rağmen, Şems’in Mevlana’ya; "Dünyada bir tek mümin üşüyorsa, ısınma hakkına sahip değilsin…’ dediği gibi yürekleri üşüyenler, ısınamayanlar,
Peygamber Efendimizin, ‘Mü’minlerin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir’ dediği gibi, depremzedelerin maddi ve manevi her türlü dertleri ile dertlenenler, acıları ile yürekleri sızlayanlar,
‘Biz siziz, siz bizsiniz’ diyerek, yardıma koşanlar var.
***
Hepimize ferahlık ver, dayanma gücü ver, sabırlar ver Yüce Allah’ım!
07. 02. 2023
Muharrem Demirel