Günümüzde futbol; hedefe ulaşmak için birçok farklı unsurun bir araya gelip hepsinin kendi üzerine düşeni yapması sayesinde başarının yakalandığı bir oyun haline dönüştü. Bir futbol takımını meydana getiren pek çok etkenden bahsedebiliriz. Ancak özellikle yönetim, teknik heyet, futbolcu grubu, taraftarlar ve medya, bir futbol takımı için masanın ayakları gibidir. Biri sağlam değilse diğerlerini de dengesizleştirebilir ve masa sallanır. Bu yüzden her unsurun diğerleriyle aynı heyecanı taşıyıp, ortak hareket etmesi gerekir. Maç yorumlarında sıkça duyduğumuz “kolektif futbol”un özü de aslında budur. Yani hedef her neyse ortak bir heyecanla ve kenetlenmiş şekilde ona doğru ilerlemek.
Yakın zamanda Rusya Premier Ligi’ndeki taraftarların algısına dair yapılan bilimsel bir araştırma, futbol taraftarlarının mutluluğunun takıma dair beklentilerle ilişkili olduğunu söylemektedir. Kısacası takım maç kazandığında, taraftarlar da beklentileri karşılandığı için mutlu oluyor. ABD’de taraftarlar üzerinde yapılan bir başka bilimsel araştırma ise taraftarların kendilerine sıkıcı gelen bir oyun ile gelen galibiyet ile heyecan verici bir oyunla gelen bir mağlubiyete benzer derecelerde mutluluk sergilediklerini ortaya koymaktadır. Yani takım güzel bir oyun sergiliyorsa ya da kaybederken bile en azından mücadele edip mağlubiyeti kabullenmiyorsa taraftarlar yine de mutlu oluyor. Ben de yaptığım araştırmalarda Türkiye’deki teknik direktörlerin ve kulüp yöneticilerinin futbolu bir mutluluk kaynağı olarak gördükleri sonuçlarına ulaşmıştım. Görüldüğü üzere taraftarı mutlu etmek çok kolay. Yönetim, teknik heyet ve futbolcular üzerine düşeni yaptığında, taraftar da kendi üzerine düşeni yapmaya, ilgiye ve desteğe her zaman açık. Peki, taraftarın takımından esas beklentisi sadece galibiyet midir?
Günün sonunda taraftarların takımlarından en büyük beklentisi, takımın sportif başarı sağlamasıdır. Futbolda başarı sadece galibiyete endekslenmiş bir şey gibi görünse de aslında sportif başarının temelinde bir futbol kültürüne sahip olup bu geleneği koruyup istikrarlı şekilde sürdürmek vardır. Bu şekilde kazanılacak zaferler gündelik olmayacağı için taraftarlara daha istikrarlı memnuniyetler sağlar. Bir futbol geleneği oluşturabilmek ise bir anda değil, zamanla olacak bir şeydir. Örneğin; kendi oyuncusunu yetiştirmek, transfer edilen oyuncuya değer katıp Türk futboluna armağan etmek ve bu sırada zirveye oynama hedefi koymak, bir tür kulüp felsefesidir. Bu felsefe ise yılların birikimi ile oluşur. Yapılan araştırmalar, bu noktada taraftarların kulüplerinden genelde sahip oldukları geleneğe uygun şekilde futbol aklı geliştirmesini beklediğini göstermektedir. Taraftarlar takımlarına dair görüşlerini bu gelişmelere göre şekillendirir. Yani başarılı olarak adlandırılmak ve taraftar memnuniyetini sağlamak için gündelik planlardan, sonsuz transferler yapmaktan ya da başarıyı anlık değerlendirmekten çok daha fazlası gerekmektedir. Takımın futbola dair neler yaptığı taraftarların takıma olan inancını da etkilediği için bazen taraftarların nabzını yoklamak size nasıl bir rotada olduğunuzu az çok gösterecektir.
Maçlar kazanılabilir ya da kaybedilebilir. Sezon iyi ya da kötü geçebilir. Yeri gelir herkes elinden geleni yapar, ancak yine de sonuç istenildiği gibi olmayabilir. Ancak kulübün genlerine işlemiş kültürü bilip bu dinamiklere göre bir futbol aklı geliştirmek, taraftarlara bir galibiyetten çok daha büyük ve sürekli mutlulukları getirecektir.
Göksel YIKMIŞ- 07.04.2021