ONLAR BOLUSPOR'UN EMEKÇİLERİ

18/04/2019
18
NİS
2019

Boluspor’da, isimsiz kahramanlar olarak adlandırabileceğimiz kişiler malzemeciler. Çünkü onlar, yaptıkları çalışmalarla Boluspor’un görünmez kahramanları. Maçlar olsun, antrenmanlar olsun, takımın tüm kıyafetlerinden, formalar, şortlar, tozluklar, kramponlar, antrenman malzemeleri, toplar, antrenman ekipmanları yani hemen her türlü futbolcu, teknik ekip ve masörlerin malzemelerinden sorumlular. Takımın pırıl pırıl ve eksiksiz olarak karşılaşmalarda giydikleri formaların ve kullandıkları diğer ürünler hep onların ellerinden geçiyor.

Hayrettin Keskin, İbrahim Türker ve Resul Esen, Boluspor’un malzemecileri olarak yıllardır kulübün hizmetindeler.  Hayrettin Keskin emekli, ancak Boluspor için hizmetine devam etmekte. 1960 Düzce doğumlu, askerliğini Devrek’te acemi birliğinde Jandarma olarak yapmış, oradan Giresun’a gitmiş. Evli, bir oğlu ve 2 kız torunu var. Sohbet şeklinde gerçekleştirdiğimiz röportajda, işlerinin nasıl dikkat isteyen bir işkolu olduğunu, malzemecinin görevleri, çalışma ortamları, yöneticilerden istekleri ve beklentileri konularının yanında  başlarından geçen unutamadıkları anıları işledik. Hayri usta, Boluspor’daki yıllarını anlatmaya şöyle başladı:

1984’DE BOLUSPOR’DA ALTYAPIDA İŞE BAŞLADIM

Boluspor’a 1984’te altyapıda çalışmaya başladım, Mehmet Başaygün teknik direktördü Boluspor’da. O sezon takım ligden düşmüştü. Antrenör olarak tekrar Neagu takımın başına getirilmişti. Malzemeci olarak göreve başlamıştım. Malzemeci bir futbolcunun çorabından tut, tüm eşyalarıyla sorumlu kişidir. Buna hocaların malzemeleri de dahildir. Ayrıca masörlerin bile malzemecisiyiz. Malzemeci olmadan sahada idman başlamaz. Yaz – kış devam eden bir işimiz var. Kampta, soyunma odasında, antrenmanda, maçlarda bizim görevimiz sürekli vardır. Futbolcu antrenman bitince veya karşılaşma sona erince gidiyor, bizim işimiz ise devam eder. Yıkama, ayakkabı temizliği, malzemelerin temizliği, soyunma odalarının temizliği hepsi malzemecinin işidir.

Emekliyim ve çalışma hayatım 35 senedir devam ediyor. Boluspor’da en eskilerden biriyim. Şenol Güneş’le de çalışmıştım, o şimdi Milli takımların başında çalışmasına devam ediyor, bizim Boluspor’da çalıştığımız sezonda Boluspor’u ligden düşürüp gitmişti. Hayat böyle işte, 2 sene onunla çalışmıştık. Oldukça soğuk, pek muhabbete girmeyen, disiplinli gibi gözüken biriydi. Ne zaman ki ben de Karadenizliyim diye öğrenince o zamandan sonra biraz hemşehricilik yapmıştı. Tınaz Tırpan’la da Süper Lig’de çalıştık. En fazla Mehmet Başaygün’le çalıştık. Bir gidiyordu, bir geliyordu. Coşkun Demirbakan’la, Serhat hocayla, Durmuş hocayla, Oğuz Çetin’le, Levent Eriş’le, Mustafa Çapanoğlu, Kemal Kılıç, Mustafa Uğur ve Sait hocayla çalıştım. Şimdi Orhan hocayla çalışıyoruz. O kadar çok hocayla çalışmışız ki, daha hatırlamaya çalışsam birkaç tane daha isim sayarım herhalde.

17 KG’LİK MAKİNAMIZ VAR

Ne yazık ki sanayi tipi makinamız yok, ev tipi makinalarla profesyonel takımın malzemelerini yıkamaya çalışıyoruz. Üç sene önce aslında sanayi tipi makine alınacak denmişti ancak hala alınamadı, bir küçük makine dahi alınamadı. Bu bizim için en önemli olan şeydir. Tasarruf için belki alınmadı ancak bu tür büyük ölçüde önemi olan makinenin alınması gerekir. Bu bizim için büyük sıkıntı teşkil ediyor. Şu an elimizde

Yorum yazın
İmlası çok bozuk, büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Çok kısa ve konuyu zenginleştirmeyen yorumlar YAYIMLANMAYACAKTIR.
Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.