Besim hoca suçlu mu?
Meseleye nereden bakacağımıza bağlı… Getirildi, geldi ve gitti.
Sezon öncesinde ya da bir başka zaman bu takıma hoca olabilir miydi? Rüyasında bile göremezdi.
Denize düştük yılana sarıldık misali, sezon ortasında anca onu bulduk, ya da gücümüz ona yetti. Aynı forvette bütün yükü alt ligden gelen Emrah’a, alt yapıdan yetişen Emre’ye verdiğimiz gibi.
Ne bekliyorduk ki ne bulduk?
Besim bildiğimiz Besim, ortaya koyduğu performansta mucize olmayacak her halde. Bu durumda ona suçlu demek yersiz. Aslında bu saatten sonra suçlu aramakta…
Eğer camiada suçlu aranacaksa herkes kendine baksın.
İşini yapanı önce tenzih ederek; kimsenin yaptığı işi beğenmeyip huzursuzluklar çıkartan kendimden başlamak üzere, sadece ve sadece kendi nefsini, egosunu tatmin edecek davranışlarda bulunan başkanlar sinsilesi, iş yapan arkadaşını bile çekemeyen, yönetmeyi puro içip kocaman arabalarla hava atmak bilen yönetici tiplemeleri, Boluspor alt liglerdeyken hiçken şimdi herkesin tanıdığı bağımsız olmayan, kolaylıkla sağa sola yatabilen spor basını, üç kuruş bilet parasını bile sorun yapıp kulüp basan, önemli maçlarda tribün boşaltma eylemi yapan taraftar, birbirini çekemeyen yiyen alt yapı hocaları, “bu kadroyla bu iş olmaz” diyemeyen sadece kendi kariyerini düşünen yerli direktörlerimiz, dedikodudan beslenen çalışanlar, siyasi olmadan önce stadın önünden bile geçmeyen, sonra başımıza ulema kesilen baskıcı, çıkarcı politikacılar; siz masum musunuz da şimdi orada burada twit miwit atıp bir yerlerden hesap soruyorsunuz?
Dedim ya şimdi hesap sorma zamanı değil. Sorulacak olsa herkes hüküm yer, kurtulamaz. Şimdi bağcıyı dövme değil, üzüm yemeye çalışma zamanı. Ligde kalmamız için yedi maç almamız lazım, yedi maç kalana kadar herkes üstüne düşen görevi sabırla yapmalı. Öyle asmakla, ke