Son yazımın devamı niteliğinde yönetimlerin de yaptığı yanlışlıklara değinmek istiyorum aslında düzeltilmesi gereken ,yönetim sistemi. Yönetimin ilk on birlerde bir görevi yoktur, yönetimin görevi; sistemin kontrolünü sağlamaktır. Yönetim aralarında bir takım olmalıdır ve eksik olan noktalara takviyeler yapmalıdır. Tüm yönetim sistemini üç veya dört kişi  yürütemez eğer yürütmeye çalışılır ise belli bir süre sonra hatalar kaçınılmaz olur.

Dünyada kurumsal olarak, profesyonel yönetilen tüm takımlar istikrarlı ve kalıcı başarılar ile donanır bunun sırrı en alt kademelerden en üst kademelere kadar her noktaya işinde uzman ,eğitimli görevliler yerleştirmektir. Sistem başarı odaklı akademik gelişim gösteren bireylerin birbirleri ile çalışma ortamında , başarıları ve bireysel gelişimleri ile yarışmaları sonucunda  yükselmelerini gerektirir. Kendini tecrübesel ve başarısal anlamada diğerlerinden öne çıkaranlar  ve bulundukları mevkiden bir üst mevkiye terfi ederek gelmeli ve çıktıkları en üst nokta profesyonel lig takımının bulunduğu konum olmalıdır. İdealleri olan gelişmeye açık işini severek yapacak kişiler gelmelidir.

Başkanlar her seçimde yönetimlerini oluşturur en önce borç ve gelirler konuşulur.  Bunlar tabi ki çok önemli ; fakat senaryo devamlı tekrar eder ya çıkmaya ya da düşmemeye oynarsın biraz şansın yaver giderse yaptığın transferler iyi çıkar hedefe yönelirsin öte yandan  kötü çıkarsa geçen zaman olur, giden milyonlarca para olur. Benim söylediğim yapılırsa para Bolu’da kalır Bolu ve Boluspor camiası kazanır. O  kadar çok Bolulu genç var ki çok değer kazanacak hayatlara sahip fakat sistemin yanlışlığı nedeni ile yok olup gidiyor. Sonuç yine aynı ne düşersin ne çıkarsın parayı bir kaç kurnaz (!) futbolcuya kaptırırsın bir daha ne Boluy’a uğrarlar ne de Bolu’nun arkasından hayır duası ederler. Bizim gençlerimiz ise onların yaptıklarını konuşurlar zenginin malı züğürdün çenesini yorar misali.

Bir profesyonel kulüpte her birimde ayrı ayrı yöneticiler olmalıdır. Yöneticilerimiz teknik kadro ve futbolcular ile yönetimlerin arasında köprü olmalıdır.  Profesyonel bir kulübün ‘futbol şube sorumlusu’ olmalı ki tüm futbolcular ve teknik ekip görevlilerinin ulaşabileceği son makam burasıdır. İş burada biter. Teknik ekipten önce izleme komitesi olmalı ki teknik ekibini dahil kontrol edebilecek  bu grup, transferdeki ve mevcuttaki tüm futbolcular hakkında bilgili olmalı ve  transfer hatası en aza indirilmelidir.
                                    
Afyon maçı için,  üç veya dört oyuncu gördüm sahada içinde ruh olan ve bir de değişiklikleriyle aslında takıma olumlu anlamda hiç bir şey katmayan bir teknik ekip. Unutmayın futbolcu kötü performans gösterebilir ama kötü koşamaz, kötü koşan futbolcu bilerek kötü koşuyordur ve ileride yanındaki arkadaşının da kötü koşmasına neden olur.  Önlemimizi alalım en azından camiamızın yarım milyonu kasasında kalsın. Çünkü sezon sonuna dört  hafta kala bu bilerek koşmayanlar anlaşmaları ile Türkiye Futbol Federasyonu’na koşacak !!!!