Daha maçın 45. saniyesinde,
Son adam sol stoper baskı yemesine rağmen topu taca atmayınca,  Adanademirspor neredeyse golle buluşuyordu.
O an anlaşıldı ki!
Adanademirspor Boluspor'u hataya zorlayacak kontra atak ve ortalarla sonuca gidecek.
Boluspor pivot santraforu olmadan ileride sadece Guido Koçer'le etkili olmaya çalışırken,
İki zorunlu değişiklik Boluspor takımının bütün kimyasını bozdu.
Hele!
Guido Koçer'in sakatlanma anı ile oyundan çıkması ile geçen sürede iki golün gelmesi bana göre asla tesadüf değildi.
O kritik süreci ve o süreye hükmediş biçimini, Ümit Özat Hoca'nın oyun okuma zekasına bağlıyorum.
Ümit Hoca;
Oyunu o dakikalarda daha ileride kurmaya,
Stoperlerini ikinci bölgenin ortasına sürmeye,
Üçüncü bölgede Boluspor'u hataya zorlamaya başladı.
Guido'nun sakatlığı hem kenar yönetimini, hem de takımı psikolojik olarak etki altına aldığı; o 14-15 dakikalık süre fark edilinceye kadar.!
Kalemizde iki gol gördük.
Nitekim;
Gudio'nun oyunun içinde olamadığı dakikalarda 18. ve 22. dakikalarda 2-0 öne geçtiler.
Orhan Kaynak Hoca elindeki kadroya, antrenman sırasındaki performanslarına, hal ve gidişlerine, karşı takımın oyun karakterine göre takım kuruyor.
Dörtlü defans dışında, orta saha ve orta saha kanat ağırlıklı bir kadro ile sahaya çıkması da bunu en açık göstergesi.
Guido Koçer'in
Hemen ardından Akabueze'nin sakatlanması Boluspor'un ve Orhan Kaynak'ın bütün hesaplarını bozdu diyebilirim.
Guido ve Akabueze, karşı stoperleri meşgul ediyor ve oyuna katkılarına engel oluyor idiler.
Guido'nun erken sakatlığı,
Akabueze'nin hatası ve ardından sakatlığı takımı çok olumsuz etkiledi.
Bütün yük orta sahada Umut ve bilhassa İshak Çakmak'ın üzerine bindi.
Stoper Dimov çok iyi mücadele etti.
Umut Gündoğan rüzgarla veya güneşle çalışan enerji reaktörü gibi;
İçindeki rüzgar eser, içerlerden güneş doğarsa!!!