BOLUSPOR YENİ TRANSFERLERE PARA YAĞDIRDI

15/11/2016
15
KAS
2016

ALADAĞ, denizden 1500 m. yükseklikteydi. Suları buz gibi, havası tertemiz, çamları, tıpkı Köroğlu gibi, «Esen rüzgarlardan hile sezerim,» diyesi sallanıştaydı.

İşte, geçen mevsimin flaş takımı Boluspor, yeni mevsime böylesine Cennet’e benzeyen bir yerde kamp yaparak hazırlanmaya koyulmuştu. 33 kişilik kadrosuyla, yine antrenör Neagu’nun yönetiminde 13 temmuz günü mevsimi açan Bolusporlular, Fenerbahçe ile ilk hazırlık maçını oynayacakları 27 temmuza kadar Aladağ’da kamp yapacaklardı. Bu hazırlık süresinde, Neagu’nun yardımcılığını, jimnastik öğretmeni Cahit Sinan yürütecekti.

İSKELET BOZULMADI

 Aydın’ı Fenerbahçe’ye, Sinan’ı Beşiktaş’a, Cengiz’i de İskenderunspor’a satan Boluspor yöneticileri, «Elbette bu üç oyuncuyu yitirmemize üzülüyoruz ama, transferi takımın iskeletini bozmadan, üstelik de 10 genç futbolcu alarak kapattığımız için sevinçliyiz,» diyorlardı.

Gerçekten de, yeni oyuncular form tutup takımın havasına uyunca, Boluspor’un, tıpkı geçen yılki gibi rakiplerine kök söktürmemesi için hiç bir neden yoktu. Amasya’dan alınan Vahdet ile Çorum’dan alınan Alaettin, Üçüncü Lig’in gol makineleriydiler. Çanakkaleli Mustafa, Kasımpaşalı Birol, Beykozlu Abdullah ve Düzceli Abdurrahim, top tekniği iyi, takım disiplinine uyan futbolcular olarak tanınıyorlardı. Süleymaniyeli Çetin, Ankara Çubuklu’lu Nuri, Sadullah ve Salih ise şimdilik haklarında büyük umutlar beslenen genç oyunculardı.

Eğer Neagu, geldiğinden beri Boluspor’da uyguladığı çalışmayı yine sürdürerek, «başarı» anahtarını «Lig» kilidine uydurursa, Boluspor yine «Yan bakanı yakarım,» diyen bir futbol armadası olacaktı.

UFUKLARIN ÖTESİ…

Ne var ki, «dereyi görmeden paçaları sıvayanların durumu» na düşmemek için, bir dolu denklemin çözülmesi gerekliydi. Bunu da, yöneticiler, antrenör, futbolcular ve taraftarlar işbirliği yaparak gerçekleştirmeliydiler. Çünkü Talip, Fikret, Rıdvan, Alaettin, Demir, Nuri, Çetin gibi «as»lardan oluşan eski futbolcularla yenileri öncelikle kaynaştırmak başta gelen işti. Aladağ’da bu iş başlamış görünüyordu ama, ufukların ötesinde karanlık bulutlarla karşılaşmamak için »arkadaşlık» havasının haftalar boyunca sağlam kalması gerekliydi.

İkinci iş, yeni futbolcuları verimli, eskilerin oyun disipliniyle uyumlu bir düzeye ulaştırmaktı. Yoksa, «Şeker var, un var, yağ var ama helva neden pişmiyor?» diyesi olunurdu. Valeri Neagu ve yöneticiler bu denklemin bilincine varmış bir çalışma içinde görünüyorlardı. Taraftarlar da kendilerine yardımcı olurlar, yenileri Bolu’ya ve Birinci Lig’in havasına alıştırırlarsa, emeklerin boşa gitmemesi sağlanırdı.

GİZLİ TEHLİKE…

 İç ve dış transfere 1 milyon 980 bin lira harcayan, Sinan ile Aydın’ın satışlarından 1 milyon 800 bin, Cengiz’in satışından da 50 bin lira alarak bütçede büyük açık vermeyen Bolusporlular, hazırlık maçlarında elde edilecek gelirlerle, mali durumun daha bir düzeleceğini söylüyorlardı. Şimdilik kulübün borcunun olmadığını belirten ve bununla övünen yeni başkan Hulki Avlacıoğlu, «Boluspor bir futbol kolejidir. Yetiştirip yetiştirip satarak gelir sağlayacağız,» diyordu. İki yıl önce Sinan ve Aydın’ı 160 bin liraya aldıklarını s&o

Yorum yazın
İmlası çok bozuk, büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Çok kısa ve konuyu zenginleştirmeyen yorumlar YAYIMLANMAYACAKTIR.
Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.